top of page

Bir başkadır Rio...

Tavsiye ediyor muyum: Klişe olacak ama Rio anlatılmaz, yaşanır! Evet, gidip yaşamalısınız!

Ne zaman gitmeli: Aralık-Şubat yaza denk geliyor, plajların tadını çıkarmak için ideal ama en kalabalık / pahalı olduğu dönem aynı zamanda. Karnaval mevzuuna girmiyorum bile:) Temmuz-Eylül kış; geri kalan aylar yani ara mevsimler ise şehri daha rahatça yaşamak için güzel..

Ben ne zaman gittim, nasıldı: Ekim başı idi; bulutlu günler de gördüm, güneşli günler de..

Ne kadar kalmalı: Aylar bile kalınır, ama zamanınız sınırlı ise minimum 4 gün ayırın.

Ben ne kadar kaldım: 1 hafta

Nesi güzel: Şehirdeki enerji, insanların sıcaklığı, aktivite zenginliği, plaj keyfi, gece hayatı

İlginç bir kısa not: Rio'da 6 küsur milyon nüfusun %20'sinden fazlası (1.4 milyon) gecekondu bölgeleri olan favelalarda yaşıyor. Şehrin yönetiminin en önem verdiği konulardan birisi favelalarda koşulların düzenlenmesi. Önceleri özellikle uyuşturucu çetelerinin kolaylıkla kök saldığı favelalar artık büyük bir değişim içinde. Şehrin bütçesinden milyarlarca dolar bu proje kapsamında altyapıların geliştirilmesi için harcanıyor. Bazı büyük favelalarda bu değişimi gözlerinizle görebilirsiniz, bazıları ise halen pasifize edilme aşamasında. 

 

Yazının devamı aşağıda...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Daha önce de bahsetmiştim, bu site için amacım Güney Amerika'yı biraz daha tanıtmak; Türkçe yazılarda bulamadıklarımı eklemek. Rio hakkında, Karnaval hakkında kıtanın geri kalanından daha fazla bilgi var Türkçe kaynaklarda zaten. Yine de yadsınamaz bir gerçek orada çok güzel zaman geçirdiğim ve "Bu şehirde yaşamak istiyorum" diyecek kadar enerjisine kapıldığım. O yüzden Rio'yu yazmazsam olmazdı:):):) Kısa tutacağım, tekrarlama yapmaktan kaçınarak sadece bahsi çok geçmeyen birkaç mekan / aktivite tavsiyesinde bulunmak istiyorum:

  • Rio'nun plajlarını görmeden dönemezsiniz; Coppacabana turistik olarak en meşhuru belki, ama en temizi ve Riolular (Carioca) arasında favori olanı Leblon ve İpanema. En lüks denen Leblon. Türkiye'den gidince lüks derken neden bahsedildiğini anlamakta zorlanıyor insan. İlk başta bir hayal kırıklığı olabilir; ama beach clubları, lüksü bekleyerek gitmeyin bu plajlara; eğlenmek, eğlenen insanları izlemek için gidin. Ha ayrıca uyarayım; şapka, pareo, içecek herşeyi satmak isteyen Brezilya satıcıları yakanızı bırakmayacak. Ama bikini satıcılarına karşı koymayın ve Brezilya bikinisi almadan dönmeyin;) Bir de plajda hindistan cevizi suyu için, cevizin kendisiyle sunuluyor, egzotizmin dorukları.. :p

  • Sörf yapabiliyorsanız veya denemek istiyorsanız tam yerindesiniz. Rio'nun dev dalgalarında yüzmek çok güç, ben yanaşmadım bile. Ama sörfçüler için cennet bu dev dalgalar. Ben ve benim gibi ilgilenmeyenler için de keyif sörfçülerin oluşturduğu renk cümbüşünü izlemek.

  • Kalmak için de İpanema civarını tercih edebilirsiniz; Rio'nun en güvenli semtinin burası olduğu söyleniyor. Ben İpanema ve Catete'de kaldım; Catete'de de tehlikeli bir durumla karşılaşmadım ama yine de istatistik candır, siz kulak verin.

  • "Favelalardan uzak durun" diyen tur şirketlerine kulak asmayın. Bi dakka, bi dakka yanlış anlamayın; İspanyolca bilmiyorsanız ve yanınızda bir Carioca yoksa kendi başınıza gitmeyin tabi ama favelatour.com.br ile yarım günlük bir favela turuna katılmanızı tavsiye ederim. Aslında gecekondu fenomeni, gelir dağılımındaki eşitsizlik, kaçak elektrik vs duydukça Brezilya ve Türkiye'nin ne kadar benzediğini de göreceksiniz. Yaşasın gelişmekte olan ülkelerin kardeşliği :P

  • Fabio'dan samba dersi alın (http://www.riosambadancer.com/) ve hemen Lapa'ya samba yapmaya gidin. Ah bir de forro. Muhteşem bir dans, denenmeli!

  • Lapa demişken, Rio'nun gece hayatını Lapa'da yaşayın. Çok sayıda bar var; mesela Rio Bar Scenarium çok meşhur. Yalnız yanınızda mutlaka kimliğinizle gitmelisiniz. Kısa bir not: Rio'da gece kulüplerinin çoğuna girişte kimlik kontrolü yapılıyor, özellikle yabancı arkadaşlarınızla çıkıyorsanız, onlara bunu hatırlatın (İmza: sütten ağzı yanmış seyyah). Ayrıca girişte elinize adisyon fişi tarzında bir kağıt veriliyor; gece boyunca o kağıdı kullanarak alımlarınızı yapıyorsunuz, mekandan ayrılmadan da kasada ödüyorsunuz.

  • Cariocalarla tanışın ve onlarla yerlilerin takıldığı mekanlara gidin. Benim için böyle geceler çok daha kıymetliydi. Mesela bir keresinde, küçücük bir barda, bir masa etrafında buluşmuş bir grup farklı enstrümanlar çalıp bir yerden de samba şarkıları söylediler bizim için. Brezilyalılarla samba, forro yaptık ve çok eğlendik. Umarım sizin de böyle lokal eğlenceleri deneyimleme şansınız olur, şansınızı zorlayın.

  • Caipirinha için. Samba yapamıyorsanız bir tane daha, olmadı iki. Sonra bi bakmışsınız, adeta profesyonel dansçısınız;) Brezilyalıların yalancısıyım, "If you can't do samba, drink more caipirinha" ("Samba yapamıyorsan daha fazla caipirinha iç") diyorlar.

  • Porcao restoranında et serüvenine çıkın. Bu restoranda bir kart veriliyor size, bir tarafı yeşil, üzerinde Evet yazıyor; diğer tarafı kırmızı, üzerinde Hayır yazıyor. Peki neye Evet/Hayır? Devamlı olarak mutfaktan getirilen çeşit çeşit lezzetli etlere. Kartınızı yeşil tarafı üste gelecek şekilde koymuşsanız masaya, servis edilen her çeşitten tabağınıza konuyor.Merak edenler için belirteyim; dana eti, domuz, kuzu, keçi vs gibi çeşitlilik mevcut; tercihlerinize göre tüketebilirsiniz tabi ki. İki şubeleri var. Popüler bir restoran, rezervasyon yapmanız özellikle yoğun saatler için gerekebilir.

  • "Müşteri her zaman haklıdır" sözünün ilk kez söylendiği, merkezde bulunan Confiteria Colombo'ya mutlaka gidin; zamanında kralları, diplomatları ağırlamış restoranın tarihi dışında caipirinhaları mükemmel, hamur işleri harika, sandviçler leziz ve doyurucu.

  • Lapa'da Selaron'un merdivenlerini görün. Fotoğraflardaki renkli merdivenlerden bahsediyorum, Şili'li sanatçı Jorge Selaron'un uzun seneler boyunca uğraşıp, ayna / seramik / resimlerle bezediği; Brezilya'ya ve Brezilyalılara armağan ettiği merdivenler. Dikkatli bakarsanız Türkiye'den gelmiş malzemeleri de göreceksiniz.

  • İpanema'daki hippi pazarına gidin (feira hipe). Değişik ve ucuz güzel çantalar, biblolar, tekstil ürünleri vs bol bol. Pazar, Pazar günleri kuruluyor.

  • Hava güzelse ve şartlar müsaitse, hang gliding yapın. Biraz pahalı ama çok keyifli bir aktivite, yalnız lütfen profesyonel geçmişleri eskiye dayanan bir şirketle uçun.

  • Bisiklet kiralayın ve sahilde bisikletle gezin. 

  • Ayrıca söylememe gerek var mı, tabi ki Corcovado'ya gidin, dünyanın yeni yedi harikasından biri de olan dev İsa heykelini görün. Ve oradan bu muhteşem şehre kuşbakışı izleybakın.

  • En modern katedral Catedral Metropolitana, valla esprisini çok da anlamadığım, bence uzaktan görünce daha şeker Pao de Açucar (Birebir Türkçe karşılığı Şeker Ekmeği ama lokma desek daha doğru olacak) tepesi, futbol meraklıları için Maracana Stadı ve meşhur Karnaval'ın gerçekleştiği Sambodromo'yu da not edeyim sizin için. Kişisel zevklerinize uyan hangisiyse çekin alın.. Ya da bir günlük tur yapıp hepsini beraber görebilirsiniz. 

  • Aslında en güzeli ilk günde ücretsiz yapılan yürüyüş turlarından birine katılmak, hem sizin gibi gezginlerle tanışmak için iyi fırsat hem de tur şirketleri gibi sizi sömüren bir anlayış yok. Ne kadar beğenirseniz o kadar bahşiş veriyorsunuz turun sonunda. Sanırım siteleri şu idi: http://www.freewalkertours.com/

  • (Kendim için de yazıyorum bunu) Normal zamanında böyle şenlikli olan bir şehri Karnaval zamanında mutlaka görün diyor herkes. Ayrıca yılbaşı gecesinde Coppacabana'daki havai fişek gösterisinden bahsedildiğini çok duyacaksınız. Ancak ekleyeyim, milyon civarında kişiyle beraber geçirilecek bir yılbaşı gecesinden bahsediyoruz.

 

Ayrıca kısa kısa hatırlatmalar/notlar:

  • Brezilyalılar kıtanın geri kalanının aksine İspanya sömürgesi olmamış, ama Portekiz sömürgesi olmuş. Dolayısıyla Portekizce konuşuluyor. "İspanyolca biliyorum, Portekizce beni zorlamaz" demeyin, okurken belki ama konuşurken seslerin farklılığı sizi anlamakta yorabilir. En azından ben pes ettim, ki normalde dillerle aram iyidir aslında övünmek gibi olmasın ama;) Şimdi ülkesindeki krizde iş bulmakta zorlanan birçok Portekiz gençten -Rio'nun cazibesi ayrıca artı faktör- burada şanslarını denediğini duyabilirsiniz.

  • Rio sanıldığı gibi Brezilya'nın başkenti değil. Başkent Brasilia kenti. 

  • Brezilya'da tanıştığınız çoğu insan Türk olduğunuzu duyunca İstanbul'a ve Kapadokya'ya gitmek istediğini söyleyecek size, spoiler vermek gibi olmasın. Bu popülaritenin nedeni bir Brezilya dizisinin Türkiye'de geçmesi. Hatta bu dizide Kapadokya İstanbul'a arabayla yarım saat mesafesinde gibi gösterildiği için insanlara Kapadokya'ya da gidebilmek için biraz yol katedeceklerini söyleyince onları üzebilirsiniz:)

 

bottom of page